Vitamin, mineral ve antioksidan içeriğiyle nar tam bir şifa deposu. Yapılan çalışmalarda meyve olarak yenilen narın meyve suyu halinde tüketilmesine oranla 20 kat daha yüksek oranda antioksidan tesir sağladığı ortaya konmuş. Buna narın çekirdeğiyle birlikte tüketilmesinin tesiri olduğu düşünülüyor. Orta uzunluk bir narın ortalama yükü 350-400 gram oluyor ve yaklaşık 1 su bardağı nar adedine denk geliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Sungur, bir porsiyon narın 100 gram ve yaklaşık 80 kalori olduğunu belirterek, “Sağlığımız üzerindeki tesirlerinden faydalanmak için her gün bir porsiyon nar tanelerini çekirdekleriyle birlikte tüketebilirsiniz. Fakat diyabet hastası iseniz narı daha az ve denetimli tüketmeniz gerekir” diyerek nar tüketmeniz için 7 kıymetli nedeni anlattı.
1- Eklem ağrılarına düzgün geliyor
Yüksek antioksidan içeriğiyle bedende kronik inflamasyonu önleyebiliyor ve bedendeki iltihabın azalmasına dayanak veriyor. Bu tesirleri sayesinde eklem ağrılarının hafiflemesine ve artrit üzere eklem hastalıklarının tedavisine katkı sağlıyor.
2- Damarları koruyor
Yapılan çalışmalara nazaran antioksidan kapasitesi yüksek olan nar suyu LDL (kötü huylu) kolesterolü düşürebiliyor ve trombosit aktivasyonunu azaltarak aterosklerozun (damar sertliği) önlenmesine yardımcı oluyor.
3- Ciltte kırışıkları geciktirebiliyor
Yaş ilerledikçe bedende antioksidan üretimi yavaşlıyor. Bedende antioksidanın azalması da ciltte kırışıklıklara ve süratli yaşlanmaya sebep oluyor. Nar içerdiği varlıklı antioksidanlar sayesinde ciltte kırışık oluşumunu geciktirerek yaşlanmanın tesirlerini azaltıyor. Narın çekirdeğinde bulunan punisik asit de (omega 3 yağ asidi) cildin nem kaybının azalmasına yardımcı olarak yaşlanmanın tesirini yavaşlatıyor.
4- Kan şekerini dengelemeye yardımcı oluyor
Posa, kan şekerini düzenlemeye takviye olan değerli etkenlerden biri. Nar çekirdeği içerdiği varlıklı lif sayesinde kan şekerinin dengelenmesine yardımcı oluyor.
5- Tümöre karşı tesirli olabiliyor
Narın içerdiği varlıklı antioksidanlar bedeni hastalıklara karşı daha dirençli hale getiriyor. Kansere karşı kollayıcı tesir gösteriyor ve oluşan kanser hücrelerinin çoğalmasının önlenmesine dayanak veriyor. Bilhassa nar suyu tüketiminin prostat ve kolon kanserini önleyici tesirleri olduğu çalışmalarla gösterilmiştir.
6- Hafızayı güçlendiriyor
Narın içeriğindeki antioksidan bileşenlerin ve bilhassa çekirdeğinde bulunan esansiyel bir yağ asidi olan punisik asidin hafızayı güçlendirmek üzere kıymetli bir fonksiyonu var. Bu tesiri nedeniyle narın Alzheimer tedavisinde kıymetli bir rol oynayacağı düşünülüyor.
7- Kabızlığa yeterli geliyor
Yetersiz lif alımı kabızlığın en sık karşılaşılan nedenlerinden biri. Lif oranı hayli yüksek olan nar kabızlığa uygun geliyor. Yalnızca narı yemek değil, nar suyu içmek de kabızlığın giderilmesine ve önlenmesine yardımcı oluyor. Lakin çok fazla nar tüketmenin de gereğinden fazla lif alımına yol açıp kabızlık yapabileceği de unutulmamalı.
Nar tüketirken 5 kurala dikkat!
– Narın kabuğunda tanenler yer alıyor. Kabuklu presleme yoluyla elde edilen nar suyunun içeriğindeki tanenler sayesinde antioksidan özelliği daha fazla oluyor.
– Antikanserojen ve antiinflamatuar özelliğinden faydalanmak için narı çekirdekleriyle birlikte tüketin.
– Vitamin kıymetlerinin kaybolmaması için bilhassa nar suyunu bekletmeden için.
– Nar, bilhassa antikogülan kümesi denilen (kan sulandırıcı) birtakım ilaçlarla etkileşimde oluyor. Münasebetiyle kullandığınız ilaçların nar ile etkileşimi olup olmadığını kesinlikle doktorunuza danışın.
– Diyabeti olanlar için porsiyon ölçüsü olağan bireylerden daha azdır. Diyabet hastalığınız varsa günde yaklaşık 1 çay bardağı nar tanesi tüketebilirsiniz.