Küresel ısınma başta olmak üzere etraf meseleleri, ülkeleri alternatif güç kaynaklarına yönlendiriyor. Bunların başında da yenilenebilir güç yatırımları geliyor. Son yıllarda güçte çeşitlilik artırılsa da güç tedarikinde su kaynakları hala değerini koruyor. Kamu ve özel kesim, 20 yılda 605 HES projesini tamamlayarak hizmete aldı. Böylelikle Türkiye’de faaliyette bulunan HES sayısı 730’a ulaştı. 730 HES’in, 111 milyar kilovatsaat potansiyeli bulunuyor. Ayrıyeten güç bağımlılığını azaltmak için 26 HES inşaatı da devam ediyor.
Türkiye’nin 2022 sonu prestijiyle 103 bin 890 megavat düzeyinde bulunan toplam elektrik konseyi gücünün 31 bin 572 megavatlık kısmını hidroelektrik santralleri oluşturuyor. Bu ölçü içinde ırmak tipi santrallerin 8 bin 296 megavatlık, barajlı HES’lerin ise 23 bin 275 megavatlık hissesi bulunuyor. Toplam HES heyeti gücünün 2030 yılında 35 bin megavata çıkarılması hedefleniyor.
Avrupa ve ABD’de, bundan birkaç sene öncesinde çevresel korkular nedeniyle vazgeçilen hidroelektrik santrallerinde, bugün süratli bir geri dönüş süreci yaşanıyor. Rusya-Ukrayna savaşı ile görülen güç krizi de bu dönüş sürecinde tesirli oldu. Avrupa yeni teknolojilerle mevcut santralleri modernize etmeye odaklanırken, ABD, yeni baraj inşaatı yerine, okyanus ve dalga gücü üzere alternatifler üzerine ağırlaşıyor. Gaye, sürdürülebilir hidroenerji santrallerine sahip olmak. Çin’den Brezilya’ya, ABD’den Kanada’ya, Hindistan’dan Finlandiya’ya ve Norveç’ten Japonya’ya birçok ülke, hidroelektrik güç potansiyelini yüzde 100’e kadar artırmak için bu alandaki yatırımlarına devam ediyor.